Bir ay süren ve Avusturya'nın başkenti Viyana'da bulunan Viyana Genel Hastanesi’nde (AKH) yaptığım kadın hastalıkları ve
doğum stajında edindiğim tecrübelerden ilki ve en önemlisi
sezaryen ameliyatın yapılış metodu oldu. Ameliyatlar esnasında, cerrah profesör
ve intörnün ardından stajyer olarak üçüncü görevli oldum. Asıl görevim, açıklıkta
profesörün rahat çalışabilmesi için retraktörleri kullanmak ve vakum yardımıyla
kan dolan alanları temizlemek oldu. Fakat daha önemlisi, ameliyatın yapılışına
bebeğin çıkartılışına direkt olarak şahit olarak klinik tecrübe kazanmam oldu benim
için. Türkiye’de henüz stajlara başlamadan bu deneyimleri kazanmak beni mutlu
etti. Bu deneyimlerimi tıp öğrencisi arkadaşlarımız için blogda yazmak isteği duydum. Yoksa burada yazacaklarımız kadın doğum uzmanlarımızın zaten malumudur.
Viyana Genel Hastanesi
Viyana şehrinden ve hastaneden memnun kaldım. Başta not etmek gerekir ki burada tıbbi prosedürler açısından bizden çok da farklı bir uygulama görmedim. Sabah vizitleri yapılıyor ve doktorlar vakaları oturup tartışıyorlar. Burada dikkatimi çeken bir uygulama ses kayıt cihazı oldu. Profesörler hasta bulgularını ve yapılan işlemleri ses kayıt cihazlarına kaydediyorlar. Belki bizde de böyle bir uygulama yapan merkezler vardır. Bunun doktora bir yararı olup olmadığını bilmiyorum.
Bu hastane oldukça büyük ve iki bloktan oluşuyor. Hastanenin giriş katında banka şubeleri, marketler, postahane ve hatta çiçekçi bulunmaktadır. Bu antreyi geçtikten sonra hastanenin içinde bulunan asansörler ile diğer katlara ulaşıyoruz.
Şimdi tıbbi olarak ne gördüm onları yazayım.
Sezaryen doğum
Hasta oturur halde ve öne eğilmiş halde iken lumbar
seviyeden lokal anestezi uygulanmıştır. Hastada bu uygulamanın ardından hala
acı duyup duymadığı (anestezinin başarılı olup olmadığı) basit testlerle
anlaşılabilir. Ayrıca sonda takıldı.
Ameliyatta hastalar iki bacağı birbirinden ayrık olmak üzere
ve hafif olarak vücut seviyesinden yüksek halde yatırıldı. Kesinin yapılacağı
yerlere ve genel olarak abdomene tentürdiyot olduğunu düşündüğüm bir madde uygulandı ve bir ameliyat örtüsü
ile kesinin yapılacağı yerler harici kapatıldı. Ben hastaların iki bacağının
arasında ayakta durur iken profesör ve int. doktor hastanın iki yanında
ayakta durmuşlardır. Böylece üç kişi olarak operasyonlar gerçekleştirilmiştir.
Herhangi bir ameliyat şöyle geçmekteydi:
Ameliyata 12 santimlik bir insizyon ile başladık.
Bu kesinin tam yeri genital kıllanmanın umbilikus yönünde (yukarı doğru
giderken) bittiği son noktadır. Sonra sırasıyla alt tabakalarda bulunan
fasyalar kesildi. M. rectus abdominis’i ayırmak için bu safhada
profesör ve intörn, elleri ile açıklığın iki yanından tutarak çekiyorlar ve
açıklığı genişletiyorlardı. Hemen ardından peritoneal giriş de yapılmış olur. Transvers bir uterin insizyon yapıldı. Amniyon
kesesi patlatıldı ve bebek hemen çıkartıldı. Kordonun kesilmesinin ardından bir
el içeri sokularak plasenta çıkartıldı. Kanlı bölgeler bu arada vakum
yardımıyla sürekli temizlendi. Bu son işlemi ve retraktörler yardımıyla
insizyonun açık tutulması işlemini katıldığım sezaryenlerde ben kendim yaptım.
Daha sonra sütür işlemine geçilerek açıklıklara cerrahi dikiş atıldı. Dikişler
atılırken dikişe rağmen kanayan kısımlar var mı diye dikkat edilir. Dikiş
ipleri kesilirken çok uzun bırakılmasa iyidir. Bu şekilde gidilerek en son
deriye sütür atıldı.
CTG cihazı
CTG cihazını ve yorumunu öğrenmek de benim için keyif verici
bir tecrübe oldu. CTG yani kardiyotokografi, fetal kalp atışı ile uterin
kontraksiyonları karşılaştıran bir cihazdır.
Yorumlar
Yorum Gönder